Bazı insanlar kendilerini maalesef dev
aynasında görüyor. Kendini dev aynasında görenler de, yaptıkları, söyledikleri
her şeyin doğru olması gerektiğini düşünüyorlar. İnsanlarda bu olayın
oluşmasının sebeplerinden bir tanesi de ön yargı oluyor.
Kişi veya kişilere, bir topluluğa, gruba ve topluma, ya da herhangi bir
olaya yeterli bir bilgi birikimi olmadan, tanımadan, önceden peşin bir karara
varmak ön yargı olarak açıklanıyor. Ailemizden, arkadaşlarımızdan, kısaca
birlikte yaşadığımız toplumun, küçüklükten başlayarak bizlere anlattığı, bazısı
olumlu, genellikle de olumsuz her olay ön yargının en önde gelen
etkenlerindendir. Önyargı bazen de acele karar vermekten kaynaklanıyor.
Üniversite yıllarımda Türkiye'nin bir ilinden gelen 3 kişiyle ayrı zamanlarda
arkadaşlık yapmaya başladım. Her 3 kişinin düzgün, güvenilir ve evrensel değerlere
sahip olmamasından dolayı benim o ilde yaşayan insanlara karşı bir ön yargım
oluşmuştu. Uzun yıllar bu ön yargımın etkisi altında kalıyordum. Buna benzer
veya değişik olayları benim gibi toplumun büyük çoğunluğu da yaşıyor. Bizler
birkaç tecrübeden sonra hemen genel bir hüküm çıkartıyoruz.
Birçok
insanda ve toplumlarda ön yargıların varlığını kabul etmemiz gerekiyor. Bu
ön yargıların sporun içerisinde de var olduğunu gözlemliyoruz. Oyuncular
herhangi bir müsabakaya çıkmadan önce, rakibin geçmişteki tecrübelerinden,
kendisine olumlu veya olumsuz sonuçlar çıkarabiliyor. Olumlu veya olumsuz bu
ön yargılar sonuca genellikle kötü olarak yansıyor. Örneğin geçmişte oynadıkları
bir takıma yenilmişlerse veya o takım o yıl daha önceki maçlarını kazanmışsa,
oyuncular ne kadar iyi olup, iyi çalışmış olsalar da maça yenilecek gibi
çıkıyorlar ve sonuç olarak da genelde mağlup olunuyor. Ayni örneğin tam tersi
daha güçsüz bir takım karşısına çıkarken, yine ön yargılı davrandıklarından
sonuç kimi zaman istendiği gibi olmuyor. Bu gibi davranışları sporda bizler
zihinsel antrenmanla veya teknik destekle bertaraf edip çözmeye çalışıyoruz. Peki
toplum kendisini nasıl iyileştirebiliyor?
Tüm sporcular kazanmak istiyor. Fakat bazı sporcular bu isteğin dışında
takımı kendi kurtarabilir diye yanlış işlere kalkışabiliyorlar. Örneğin
basketbolda takım oyunundan uzaklaşıp aldığı topla şut atarak takımın daha da
erken gardının düşmesine sebep oluyor. Sporcuların bu olumlu düşünerek yanlış
yaptığı ön yargısı sayesinde, bu sefer diğer oyuncular tarafından kendisine pas
verilmemeye veya oyunda istenmemesine yol açıyor. Yani ön yargılar davranışa
dönüşüyor ise artık bu bir dışlanmaya neden olmaya başlıyor.
Bizler
olumlu veya olumsuz olsa da kişilere, gruplara veya herhangi bir topluma ilk
defa gördüğümüzde veya karşılaştığımız bir durum hakkında söz söylemekte ya da
olumlu, olumsuz düşünceler beslemekte acele etmeyelim. İyi bir gözlemci olmaya
çalışalım, birilerini veya olayları etiketlemeden yolumuza devam edelim.
İnsanların ırkına, dinine, cinsine, cinsel tercihine, tuttuğu takıma, saç
kesimine, kılık kıyafetine bakarak değerlendirmeyelim.
Sporda
takımının kazanmasını isteyerek ön yargılı bir şekilde davranıp bunu davranış
olarak benimseyen arkadaşlarımız ile konuşup onları doğru yola çekmeye
çalışalım. Antrenman veya müsabakalarda hata yapan arkadaşlarımıza da ön yargılı
davranmayalım. Hepimize sorun olarak ortaya çıkan bu ön yargıya çağdaş bir insan
olarak yaklaşıp onu çözmeye çalışmalıyız diye düşünüyor, ön yargısız bir hayat
diliyorum...
“Ön yargıları yok etmek,
atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.” Albert Einstein
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
03/01/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder