Sizlerden “Ayrılık zamanı!”
isimli köşe yazımdan sonra yaklaşık 45 gündür ayrı kalmış bulunuyorum. Bazı
zamanlar bireylerin üzgün, mutsuz, huzursuz, hayata küskün veya başka değişik
olaylarla yaşamaya çalıştığı zamanlar olabiliyor. Kendi adıma ben de bazı
olayların verdiği sebeplerle psikolojim bozuk bir şekilde hayattan, yaptığım
işlerden zevk almadan yaşamımı sürdürmeye çalıştım. Okuyan, araştıran ve
bilgilerimi, görüşlerimi paylaşan bir spor adamı olarak, sporun psikolojik
tedavi edici olduğunu bildiğimden, yazılarımı, diğer yaptığım işlerime ara
verip sadece antrenörlükle, spor ile ilgilendim ve kendimi toparladığımı
düşünüyorum.
Son yazdığım yazımdan sonra bunun
benim için erken bir ayrılık olacağını, ülkemdeki birçok gence, çocuğa ve
topluma yazılarımla güzel mesajlar verebileceğimi de çok düşündüm. Ayrılık
zamanının da erken olduğunu düşündüm. Tam bu konular hep aklımdayken ve yazmayı
düşünüyorken, Genç Bayanlar antrenmanından çıkıp Büyük Erkekler antrenmanına
giderken bir arabanın arkasında “Zamansız ayrılık” yazısını gördüm ve tam da bu
yazının bana uygun olduğunu düşünüp, sizlerden ayrıldıktan sonra bu yazıyla
sizlerle birlikte olmaya karar verdim.
İnsanlar
mutlu olduğu şeyleri yaptığı zaman hayata sımsıkı ve sağlıklı bir şekilde
sarılabiliyorlar. Kimi insan kitap okuyarak, balık avlayarak, spor salonuna
giderek, yazı veya şiir yazarak, herhangi bir müzik aleti çalarak, resim
yaparak veya anacığım gibi tarlaya gidip uğraşarak mutlu olabiliyorlar. Bence
insanoğlunun hayatı boyunca en fazla istediği şey mutlu olmaktır ve mutluluğu
aramak için çaba gösterdiklerine inanıyorum.
Bizce
mutluluk nedir? Bu herkese göre değişim gösteriyor. Düşünün ki sizi mutlu eden
bir şeyin artık hayatınızda olmadığını, yani eskiden sahip olduğunuz veya
yapmaktan hoşlandığınız bir şeyi artık yapamıyorsunuz, işte bu sizin
mutsuzluğunuz oluyor. Ben de sahip olduğum ve kaybettiğim şeyler yüzünden
mutsuz oldum ve hayattan uzaklaştım. Bulaşıcı bir hastalık gibi yakamı
bırakmadı.
Mutsuzluk sayesinde uyku sorunları, yorgunluk yakınmaları, çarpıntı
atakları, mide-bağırsak spazmları, kas ve eklem ağrıları, göğüs sıkışmaları ve
nefessiz kalmalar, kırgınlık ve alınganlıkların, hiddet ya da öfke
patlamalarına kapılmanın, eş-dosta, işimize, arkadaşlarımıza bile güvensizlik
duymalarımızın, endişe ve korkularımızın arkasında çoğu kez mutsuzluk sorunu
yattığı açıklanıyor.
Spor
sayesinde fiziksel ve psikolojik olarak kişilerin kendini toparlayabileceğini
sizlerle daha önce paylaştım. Ben de kendimi spora vererek mutsuzluklarımdan
arınmaya çalıştım. Spor sayesinde mutsuzluğun yarattığı sorunlardan çok az
etkilenip fiziksel ve zihinsel olarak daha da güçlü bir şekilde dönmüş
bulunuyorum. Bazı şeyler içinizde yara olarak kalabiliyorsa, hayat boyu
unutmayacak oluyorsanız da bunu kafanızda sonlandırıp yeni bir başlangıç
yapmanız gerekiyor. Tıpkı biz sporcuların bir maçı kaybettiğimizde “Önümüzdeki
maçlara bakacağız, iyi hazırlanıp diğer maçlarımızı kazanmak için daha fazla
çalışmalıyız.” dediğimiz gibi…
“Hiç kimse geriye gidip yeni bir başlangıç yapamaz
ama, bugün yeni bir son yapıp yeniden başlayabilir.” M. Robinson
Saygı ve basketbolla
kalın.
Tahir Soyer
22/11/2012
22/11/2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder