15 Nisan 2015 Çarşamba

Zamansız ayrılık!

          Sizlerden “Ayrılık zamanı!” isimli köşe yazımdan sonra yaklaşık 45 gündür ayrı kalmış bulunuyorum. Bazı zamanlar bireylerin üzgün, mutsuz, huzursuz, hayata küskün veya başka değişik olaylarla yaşamaya çalıştığı zamanlar olabiliyor. Kendi adıma ben de bazı olayların verdiği sebeplerle psikolojim bozuk bir şekilde hayattan, yaptığım işlerden zevk almadan yaşamımı sürdürmeye çalıştım. Okuyan, araştıran ve bilgilerimi, görüşlerimi paylaşan bir spor adamı olarak, sporun psikolojik tedavi edici olduğunu bildiğimden, yazılarımı, diğer yaptığım işlerime ara verip sadece antrenörlükle, spor ile ilgilendim ve kendimi toparladığımı düşünüyorum.

          Son yazdığım yazımdan sonra bunun benim için erken bir ayrılık olacağını, ülkemdeki birçok gence, çocuğa ve topluma yazılarımla güzel mesajlar verebileceğimi de çok düşündüm. Ayrılık zamanının da erken olduğunu düşündüm. Tam bu konular hep aklımdayken ve yazmayı düşünüyorken, Genç Bayanlar antrenmanından çıkıp Büyük Erkekler antrenmanına giderken bir arabanın arkasında “Zamansız ayrılık” yazısını gördüm ve tam da bu yazının bana uygun olduğunu düşünüp, sizlerden ayrıldıktan sonra bu yazıyla sizlerle birlikte olmaya karar verdim.   

          İnsanlar mutlu olduğu şeyleri yaptığı zaman hayata sımsıkı ve sağlıklı bir şekilde sarılabiliyorlar. Kimi insan kitap okuyarak, balık avlayarak, spor salonuna giderek, yazı veya şiir yazarak, herhangi bir müzik aleti çalarak, resim yaparak veya anacığım gibi tarlaya gidip uğraşarak mutlu olabiliyorlar. Bence insanoğlunun hayatı boyunca en fazla istediği şey mutlu olmaktır ve mutluluğu aramak için çaba gösterdiklerine inanıyorum.

          Bizce mutluluk nedir? Bu herkese göre değişim gösteriyor. Düşünün ki sizi mutlu eden bir şeyin artık hayatınızda olmadığını, yani eskiden sahip olduğunuz veya yapmaktan hoşlandığınız bir şeyi artık yapamıyorsunuz, işte bu sizin mutsuzluğunuz oluyor. Ben de sahip olduğum ve kaybettiğim şeyler yüzünden mutsuz oldum ve hayattan uzaklaştım. Bulaşıcı bir hastalık gibi yakamı bırakmadı.

          Mutsuzluk sayesinde uyku sorunları, yorgunluk yakınmaları, çarpıntı atakları, mide-bağırsak spazmları, kas ve eklem ağrıları, göğüs sıkışmaları ve nefessiz kalmalar, kırgınlık ve alınganlıkların, hiddet ya da öfke patlamalarına kapılmanın, eş-dosta, işimize, arkadaşlarımıza bile güvensizlik duymalarımızın, endişe ve korkularımızın arkasında çoğu kez mutsuzluk sorunu yattığı açıklanıyor.

          Spor sayesinde fiziksel ve psikolojik olarak kişilerin kendini toparlayabileceğini sizlerle daha önce paylaştım. Ben de kendimi spora vererek mutsuzluklarımdan arınmaya çalıştım. Spor sayesinde mutsuzluğun yarattığı sorunlardan çok az etkilenip fiziksel ve zihinsel olarak daha da güçlü bir şekilde dönmüş bulunuyorum. Bazı şeyler içinizde yara olarak kalabiliyorsa, hayat boyu unutmayacak oluyorsanız da bunu kafanızda sonlandırıp yeni bir başlangıç yapmanız gerekiyor. Tıpkı biz sporcuların bir maçı kaybettiğimizde “Önümüzdeki maçlara bakacağız, iyi hazırlanıp diğer maçlarımızı kazanmak için daha fazla çalışmalıyız.” dediğimiz gibi…  

“Hiç kimse geriye gidip yeni bir başlangıç yapamaz ama, bugün yeni bir son yapıp yeniden başlayabilir.” M. Robinson

Saygı ve basketbolla kalın.


Tahir Soyer
22/11/2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder