14 Nisan 2015 Salı

Evrensel değerler!

          Üzülerek belirtmek istiyorum ki, maddi değerler, evrensel değerlerin yerini almakta olduğunu gözlemliyorum. Maddiyat yüzünden birçok insan çıkarcı, dedikoducu, karalamacı vb gibi davranışlara bürünüyorlar. İnsanların kişisel ve toplumsal ilişkilerinde evrensel değerler gibi doğru davranışları beklemeleri doğal olmasına karşın, bu davranışlarla karşılaşmaları, hayatın tüm evresinde her geçen gün daha da zorlaşıyor.

          “Değer” bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, değdiği karşılık, kıymet, veya şahsın tanıdığı yüksek ve yararlı nitelik olarak sözlükte tanımlanıyor. Düşünce, eylem, işlem veya nesnenin insan için taşıdığı önemi belirleyen niteliğe ve niceliğe ilişkin inançlar olarak “psikolojik değer” açıklanıyor. Çeşitli olaylar, olgular, fikirler karşısında bireylerin tepki ve fikir birliği olarak da “toplumsal değer” olarak değerlendiriliyor.

          Karşımızdaki kişilerin özellikleri, niyetleri, istekleri ve davranışları hakkında kararı kendi değerler penceremizden veriyoruz. Karşımızdaki kişide, kendi değerler penceremiz içerisinde davranışlar görüyorsak onaylıyoruz. Bu durumun tersi oluyorsa o kişi veya kişileri yadırgıyor ve reddediyoruz.

          İnsanlar yaşadığı veya bulunduğu yeri, kendi değerlerine göre yargılıyor. Aynı zamanda insanlar yaşadığı veya bulunduğu yer tarafından toplum değerlerine göre yargılanıyor. Bu karşılıklı yargılamaların o toplumu oluşturan kişiler arasında bir istikrara kavuşma noktasında toplumsal bir kültür değerleri bütünün oluştuğu görülüyor. Fakat oluşan her kültür sahip olunması gereken değerleri ihtiva etmeyebiliyor.

          “Evrensel değerler”, doğanın içinde kendiliğinden var olan değerler olarak açıklanıyor. Başka bir deyişle, insanoğlunun doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlüklerin belli kriterlere bağlı olarak yaşamasını, garanti altına almayı hedefleyen fikri, ahlaki ve sosyal değer yargıları olarak açıklanıyor.

          Antropolog Robert Edgerton, tarihte yaşamış üç yüz kadar uygarlığı inceliyor ve bu konu hakkında kanıtlanan önemli bir takım bulguları açıklıyor. Ben de sizlerle bu bulguları paylaşmak istiyorum. Kültürün de toplumsal ve canlı bir olgu olduğunu göz önüne alarak sahip olduğu değerlerin evrensel değerlerle taban tabana zıt olduğu bir kültür düşünüldüğünde, bu kültürün dolayısıyla toplumun doğal seleksiyona tabi tutularak doğa tarafından yok edileceği sonucuna varmak yanlış olmuyor.

          Edgerton tarafından incelenen bu uygarlıklar içerisinde, kültürleri evrensel değerlerden yoksun olanların zaman içinde yok olduğu sonucuna varıyor. Kültürel ve evrensel değerler arasındaki ilişkinin ne kadar önemli olduğu görülüyor.

          Şimdi sizler için nelerin evrensel değer olduğunu biraz düşünerek veya hissederek bulmaya çalışın. Antropolog Robert Edgerton incelediği, tespit ettiği ve genel olarak altı maddede ifade ettiği evrensel değerlerin neler olduğunu sizlerle paylaşıyorum.

Gerçeğe saygı-Kişisel bütünlük-Hakkaniyet-İnsan onuruna saygı-Hizmet-Sevgi

           Evrensel değerler hayatın her noktasında bulunması gereken kurallar olması gerekiyor. Spor yapan kişilerin evrensel değerleri daha iyi anladığını ve uygulayabildiğini gözlemliyoruz. Profesyonel sporcuların büyük bir çoğunluğu bunu uyguluyor. Şimdi bu altı maddeyi sporculara uyarlayarak anlatmaya çalışmak istiyorum.

Saygı: Saymak fiilinden ortaya çıkan bu kelimenin, “Gerçeğin bizim istediğimize göre değiştirilemeyeceği inancı” ve “davranışlarımızı gerçeği düşünerek yapmak” olduğu açıklanıyor. Sporcu yaptığı spor dalı ne olursa olsun sürekli oyunda olmak ve oynamak istiyor. Fakat iyi bir alt yapı eğitimi almış bir sporcu ilk önce kendisine, arkadaşlarına, hocasına, kulüp yönetimine, taraftarlarına ve ülkesine saygılı olmayı öğreniyor. Bu aldığı saygı kültürü neticesinde, sürekli oynamak istese bile gerçeğin kendi istediğine göre değişmeyeceğini, teknik kadronun almış olduğu karara saygılı davranması gerektiğini biliyor. Oyuna istediği şekilde giremiyorsa da davranışlarının ne olduğunu ve neden oyuna giremediğini düşünerek, ne gerekiyorsa yapıyor.

Kişisel Bütünlük: İnsan özünün, sözünün ve davranışının bir bütün içerisinde olmasıdır diye açıklanıyor. Sporcuların büyük bir çoğunluğu tüm benliğini saha içerisinde yansıtıyor. Kişisel bütünlüğün özünde gerçeğe saygı olduğundan sporcu saygı çerçevesinde davranış ve tavırlarında

Hakkaniyet: Haklı olana hakkını vermek demek olarak açıklanıyor. Hak ve hakkaniyet bütün kültürlerde yer alan değerlerdir. Adalet ve kavramının ve hukuk sistemlerinin önünde bu değerler var oluyor. Özellikle bir çok çalışma alanında veya işe alışlarda hak edenlerin önünde hak etmeyenlerin yer aldığı gözlemleniyor. Sporda ise sürekli çalışan, antrenmanlara katılan, kendine, arkadaşlarına ve hocasına saygılı davranan sporcular kesinlikle emeklerinin karşılığını hak ediyorlar.

İnsan onuruna saygı: İnsan onuru “Can’ın” bir parçasıdır ve doğuştan geliyor. Burada insan yeni doğmuş bir bebek, fakir veya zengin olsun onurları yönünden eşit bulunuyor. Bir çok sporcu yaptığı spor ne olursa olsun karşısındaki sporcunun onurunu kırmıyor. Kıranlar da büyük cezalar alıyorlar. Ancak onur kırıcı davranışda bulunan sporcular spor hayatı bittikten sonra toplum tarafından dışlanabiliyor.

Hizmet: Kısaca “Biz yaşadığımızdan dolayı birbirimize hizmet etmekle yükümlüyüz” ifadesi hizmet değerini özetliyor. Özellikle takım oyunlarında daha belirgin olmasına karşın tüm branşlarda sporcular kendilerine, takım arkadaşlarına, ailelerine, kulüp taraftarlarına ve ülkelerine hizmet ediyorlar. Sağlıklı yaşam için kendilerine, sağlıklı yaşadıkları ve profesyonel yaşamdan dolayı ailelerine, birlikte oynadığı takım arkadaşları ile birlikte başarılı olmaları adına, taraftarların mutlu olması ile ilgili, ülke tanıtımına katkı koymak için hizmette bulunuyorlar.

Sevgi: Sevgi insanın en temel ihtiyaçlarından birisidir. Sevgi, duygu ve düşüncelerin paylaşılması incelmesi, böylece tutarlı ve zengin hale gelmesidir diye açıklanıyor. İnsanoğlu, sevdiği canlı ve cansız ne olursa olsun, sevdiği şeyin acısı ile kendiside acı duyuyor. Sporcular ise takım ve rakip oyuncuların herhangi bir acısı ile kendi acısıymış gibi acı çekiyor. Bununla kalmayıp sporcular çok sevip yapmış olduğu spor dalında başarısızlık sonucunda acı çekiyor.                 

“Evrensel değerlere sahip olmayan kişiler, fanatik taraftarlar olabiliyor veya ideolojilere bağnazca bağlanabiliyorlar” Tahir Soyer

Saygı ve basketbolla kalın.


Tahir Soyer
04/10/2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder