14 Nisan 2015 Salı

Gençlerin edebi üzerine!

          Kişiler değişik yaşlarda ve zamanlarda, farklı olaylar yaşayabiliyorlar. Yaşamış olduğumuz olumlu veya olumsuz bu olaylar, bizlerin daha sonra hayatımıza daha farklı yön vermemizi sağlıyor. Bu yön verme, kendi davranışlarınızı, size bire bir bağlı kişi veya grupların davranışlarını eğitmek üzerine oluyor.

          Bir buçuk ay kadar önce Genç Bayan Takımımızla ilk maçımızı oynadık. Yıllardır erkek takımlarını çalıştırmış olduğumdan dolayı bu maçta farklı heyecanlar yaşıyordum. Farklı kişilik özelliklerine sahip kızlarımı bir araya getirip antrenman yapmanın ve müsabakalarda başarıyı yakalamanın ne kadar zor olduğunu biliyordum. Zorluklarla mücadele etmeyi seven ve basketbola olan aşkımdan dolayı Genç Bayan takımını oluşturup antrenmanlara başladım. İlk başta gelen kızlarımızın bazıları sağlık sorunundan, bir kısmı eğitimlerinden dolayı takımı bırakmak zorunda kaldı. İki ay gibi kısa süreli bir çalışmayla 7 kızımla hazırlıklarımızı tamamladık ve ilk maçımıza çıktık. O akşam maçı aldık, daha sonra oynadığımız iki maçı da kaybettik. Fakat kazanma ve kaybetmenin sporun içinde var olduğunu biliyoruz. Ben sizlere farklı bir olaydan bahsetmek istiyorum.

          O akşam oynadığımız maç içerisinde yaşanmış bazı olaylar oldu ki, bunları bize ayrılan yerden duyamıyoruz. Hakem arkadaşlar da duymadı, duysalar kesinlikle ceza verirlerdi. Karşı takımdan birkaç kızın, bizim takımdaki kızlara küfürlü konuştuğunu, oyuncularım bana aktardıkları zaman şok içerisinde kaldım. Haftada iki veya üç kez idman yaptığım kızlarımın, idmanlarda sert hareketlere maruz kaldıklarında bile ağızlarından küfür duymadım. Bundan dolayı onların bu söylemlerine inandım. Kızlar aslında o kadar gergin ve sinirliydiler ki, kesinlikle onların bir takım olaylarla baş başa kaldıkları belli oluyordu.

          Farklı kazandığımız maçta, oyuncularımın mutluluk içerisinde, benim ise söylediklerimin çoğunun yapılmasının verdiği hazzı almam gerekiyorken, oyuncularımı sakinleştirmekle kaldım. Gönül istiyor ki bu gibi olayları hiçbir zaman spor müsabakalarında, özellikle kız çocuklarımızda yaşamayalım. Rakip takımdaki kız oyuncuların o gün ortaya koyduğu saldırgan, kontrolsüz ve ayni zamanda riskli davranışların nedenlerini bilemiyorum. Ancak hocalarının ve ailelerinin, onların bu psikolojik davranışlarını düzelteceğine inanıyorum.

          Sporcuların her bireyde olması gerektiği gibi ilk önce kendilerine, takım arkadaşlarına, rakibe, hakeme, seyircilere saygılı olması gerekiyor. Her zaman söylüyorum, gençlerin spor eğitimi ile birlikte davranışlarının da eğitilmesi bir zorunluluktur. Aileler ile istişare içerisinde çocuklarımızın bu veya buna benzer olaylarını hep birlikte düzeltmemiz elzemdir. Sporu hep beraber saygı çerçevesinde yüceltip, sevgi ile güzelleştirip, edepli sporcular yetiştirelim...                   

“Edeb; insanı her türlü hatadan koruyan bilgi prensiplere sahip olmaktır.” Neyzen Sencer Derya

Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer

17/01/2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder