Kişiler değişik
yaşlarda ve zamanlarda, farklı olaylar yaşayabiliyorlar. Yaşamış olduğumuz
olumlu veya olumsuz bu olaylar, bizlerin daha sonra hayatımıza daha farklı yön
vermemizi sağlıyor. Bu yön verme, kendi davranışlarınızı, size bire bir bağlı
kişi veya grupların davranışlarını eğitmek üzerine oluyor.
Bir buçuk ay kadar önce Genç Bayan
Takımımızla ilk maçımızı oynadık. Yıllardır erkek takımlarını çalıştırmış
olduğumdan dolayı bu maçta farklı heyecanlar yaşıyordum. Farklı kişilik
özelliklerine sahip kızlarımı bir araya getirip antrenman yapmanın ve
müsabakalarda başarıyı yakalamanın ne kadar zor olduğunu biliyordum.
Zorluklarla mücadele etmeyi seven ve basketbola olan aşkımdan dolayı Genç Bayan
takımını oluşturup antrenmanlara başladım. İlk başta gelen kızlarımızın
bazıları sağlık sorunundan, bir kısmı eğitimlerinden dolayı takımı bırakmak
zorunda kaldı. İki ay gibi kısa süreli bir çalışmayla 7 kızımla
hazırlıklarımızı tamamladık ve ilk maçımıza çıktık. O akşam maçı aldık, daha
sonra oynadığımız iki maçı da kaybettik. Fakat kazanma ve kaybetmenin sporun
içinde var olduğunu biliyoruz. Ben sizlere farklı bir olaydan bahsetmek
istiyorum.
O akşam oynadığımız maç içerisinde
yaşanmış bazı olaylar oldu ki, bunları bize ayrılan yerden duyamıyoruz. Hakem
arkadaşlar da duymadı, duysalar kesinlikle ceza verirlerdi. Karşı takımdan
birkaç kızın, bizim takımdaki kızlara küfürlü konuştuğunu, oyuncularım bana
aktardıkları zaman şok içerisinde kaldım. Haftada iki veya üç kez idman
yaptığım kızlarımın, idmanlarda sert hareketlere maruz kaldıklarında bile
ağızlarından küfür duymadım. Bundan dolayı onların bu söylemlerine inandım.
Kızlar aslında o kadar gergin ve sinirliydiler ki, kesinlikle onların bir takım
olaylarla baş başa kaldıkları belli oluyordu.
Farklı kazandığımız maçta,
oyuncularımın mutluluk içerisinde, benim ise söylediklerimin çoğunun
yapılmasının verdiği hazzı almam gerekiyorken, oyuncularımı sakinleştirmekle
kaldım. Gönül istiyor ki bu gibi olayları hiçbir zaman spor müsabakalarında,
özellikle kız çocuklarımızda yaşamayalım. Rakip takımdaki kız oyuncuların o gün
ortaya koyduğu saldırgan, kontrolsüz ve ayni zamanda riskli davranışların
nedenlerini bilemiyorum. Ancak hocalarının ve ailelerinin, onların bu
psikolojik davranışlarını düzelteceğine inanıyorum.
Sporcuların her bireyde olması
gerektiği gibi ilk önce kendilerine, takım arkadaşlarına, rakibe, hakeme,
seyircilere saygılı olması gerekiyor. Her zaman söylüyorum, gençlerin spor
eğitimi ile birlikte davranışlarının da eğitilmesi bir zorunluluktur. Aileler
ile istişare içerisinde çocuklarımızın bu veya buna benzer olaylarını hep
birlikte düzeltmemiz elzemdir. Sporu hep beraber saygı çerçevesinde yüceltip,
sevgi ile güzelleştirip, edepli sporcular yetiştirelim...
“Edeb; insanı her türlü hatadan koruyan bilgi prensiplere sahip olmaktır.”
Neyzen Sencer Derya
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
17/01/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder