Sürat, hareketlerin mümkün olduğu kadar yüksek bir hızla uygulanması
yeteneği olarak tanımlanıyor. Tıpkı hayatımızın da son sürat ilerlemesi ve zamanın
hızla akıp gitmesi gibi. Önemli olan da hızla geçen bu zamanda geride neler
bırakabildiğimiz ve hatalarımızdan ne kadar ders çıkarıp kendimize, ülkemize
yararlı olabiliyoruz.
Türkiye’de yaşanan “Gezi
parkı” olayları, ülkemizde ise yapılacak olan “28 Temmuz Erken Genel Seçimi” bu
son sürat “mutlu” veya mutsuz” yaşanan hayatımızda, Türkiye’deki hükümet ve
bizde seçilecek olan milletvekilleri ile hükümet edecek olanların ne kadar ders
çıkaracakları, kendilerine veya ülkelerine yararlı çalışmalara imza atacaklar
diye de bekleyip göreceğiz.
“Kendilerine ne kadar
yararlı çalışmalara imza atacaklar?” diye yazmış olduğum cümleyi okurken
sizlerin kesinlikle kızıp söylendiğini ve hatta hafiften bazıları ile akraba
olduğunuzu biliyorum. Hayat boyu hepimizin görmüş, yaşamış, okumuş olduğu gibi
bazı kişilerin mevkilerini kullanarak kendilerine veya yandaşlarına yararlı
çalışmalara imza attığını gözlemliyoruz. Tabii ki bu cümlede benim ne demek
istediğimi hepiniz biliyorsunuz.
16/06/2008 yılında tam
beş yıl önce bir spor yazarı abimiz köşe yazısında, İstanbul’da düzenlenen
uluslararası bir turnuva için oluşturulan KKTC Basketbol Milli Takımı Oyuncu ve
Teknik Kadrosu sebebiyle Basketbol Federasyonuna isyan ederken, Osman Korahan
Hocanın adını Osman, benim ise adımı bile zikretmeden sadece “Lefke’nin
Antrenörü” diye yazmıştı. Biz KKTC Basketbol Milli Takımı olarak Suriye’yi 16
sayı farkla yenip, Ürdün’e ise 32 sayı farkla yenildik ki, Ürdün Dünya Kupasına
hazırlanan bir takımdı. Bana göre o zaman bizler başarılı olduk.
O dönem spor yazarı
abimizin hedefinin oyuncular ve teknik kadro değil, ona göre yanlış yapan
Basketbol Federasyonunu eleştirmekti. Aslında spor yazarı abimizin eleştirisi
de ülkeye yararlı oldu. Burada benim, Osman Korahan’ın ve oyuncuların herhangi
bir hatası olmamasına rağmen, bundan bile bir ders çıkararak kendimize veya
ülkemize yararlı olmak için süratli ve çok hızlı giden bu yaşamımızda yılmadan
çalışmamızı sağladı. Hayat boyu kendimi anlatmayı, yaptığım herhangi birşeyleri
söylemeyi çok sevmiyorum. Bu ülke gençliğine veya ülkemize bir takım güzel
şeyler bırakabilirsek de bunu sizlerin söylemesini yeğliyorum.
Birileri tarafından
eleştirilmek veya yanlışlarınızın yüzünüze söylenmesi, sizleri kızdırıp
insanlara kindarca davranmanızı gerektirmiyor. Gezi Parkı olaylarına çok
değinmek istemiyorum. Bir vesile ile ilgili gitmiş olduğum İstanbul’da yerinde
gidip görme fırsatım oldu. Orada sadece masumane eylem yapan insanları tenzih
ederek yazıyorum, burada ülke için değil kendi menfaatleri için de bulunanlar
vardı. Ülkemizde yapılacak olan Genel Seçimler sürecinde ve sonrasında
yapılacak olan eleştirilerin ardından umuyorum yine masum insanlara kindarca
davranılmaz.
Burada “X” parti veya
görüşü savunan kişiler, gazeteciler, dernekler olacaktır. Belki de tüm siyasi
partilerin kendilerine göre yanlışlarını yazacaklar veya söyleyecekler. Önemli
olan kendinize göre hatanız olmasa bile, söylenenlerden ders çıkarmak ve
ülkemizi layık olduğu noktaya taşımak göreviniz olmalıdır.
Çok sevdiğim sporcularım
ve sporcular da aynı şekilde hatalarından ders çıkarıp, ilk önce kendilerine
daha sonra da ülkemize yararlı çalışmalara imza atmanızı temenni ediyorum.
Süratli ve çok yüksek hızla devam eden bu hayatımızda siz gençlere de bizim çok
ihtiyacımız var...
“Gün gelecek sizin de miadınız dolacak. Önemli olan akıllarda
bıraktıklarınızın milad olması ile her zaman hatırlanmanızdır.” Tahir
Soyer
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
20/06/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder