14 Nisan 2015 Salı

Hatalarımızdan ne kadar ders çıkarıyoruz?

          Sürat, hareketlerin mümkün olduğu kadar yüksek bir hızla uygulanması yeteneği olarak tanımlanıyor. Tıpkı hayatımızın da son sürat ilerlemesi ve zamanın hızla akıp gitmesi gibi. Önemli olan da hızla geçen bu zamanda geride neler bırakabildiğimiz ve hatalarımızdan ne kadar ders çıkarıp kendimize, ülkemize yararlı olabiliyoruz.
          Türkiye’de yaşanan “Gezi parkı” olayları, ülkemizde ise yapılacak olan “28 Temmuz Erken Genel Seçimi” bu son sürat “mutlu” veya mutsuz” yaşanan hayatımızda, Türkiye’deki hükümet ve bizde seçilecek olan milletvekilleri ile hükümet edecek olanların ne kadar ders çıkaracakları, kendilerine veya ülkelerine yararlı çalışmalara imza atacaklar diye de bekleyip göreceğiz.
          “Kendilerine ne kadar yararlı çalışmalara imza atacaklar?” diye yazmış olduğum cümleyi okurken sizlerin kesinlikle kızıp söylendiğini ve hatta hafiften bazıları ile akraba olduğunuzu biliyorum. Hayat boyu hepimizin görmüş, yaşamış, okumuş olduğu gibi bazı kişilerin mevkilerini kullanarak kendilerine veya yandaşlarına yararlı çalışmalara imza attığını gözlemliyoruz. Tabii ki bu cümlede benim ne demek istediğimi hepiniz biliyorsunuz.
          16/06/2008 yılında tam beş yıl önce bir spor yazarı abimiz köşe yazısında, İstanbul’da düzenlenen uluslararası bir turnuva için oluşturulan KKTC Basketbol Milli Takımı Oyuncu ve Teknik Kadrosu sebebiyle Basketbol Federasyonuna isyan ederken, Osman Korahan Hocanın adını Osman, benim ise adımı bile zikretmeden sadece “Lefke’nin Antrenörü” diye yazmıştı. Biz KKTC Basketbol Milli Takımı olarak Suriye’yi 16 sayı farkla yenip, Ürdün’e ise 32 sayı farkla yenildik ki, Ürdün Dünya Kupasına hazırlanan bir takımdı. Bana göre o zaman bizler başarılı olduk.
          O dönem spor yazarı abimizin hedefinin oyuncular ve teknik kadro değil, ona göre yanlış yapan Basketbol Federasyonunu eleştirmekti. Aslında spor yazarı abimizin eleştirisi de ülkeye yararlı oldu. Burada benim, Osman Korahan’ın ve oyuncuların herhangi bir hatası olmamasına rağmen, bundan bile bir ders çıkararak kendimize veya ülkemize yararlı olmak için süratli ve çok hızlı giden bu yaşamımızda yılmadan çalışmamızı sağladı. Hayat boyu kendimi anlatmayı, yaptığım herhangi birşeyleri söylemeyi çok sevmiyorum. Bu ülke gençliğine veya ülkemize bir takım güzel şeyler bırakabilirsek de bunu sizlerin söylemesini yeğliyorum. 
          Birileri tarafından eleştirilmek veya yanlışlarınızın yüzünüze söylenmesi, sizleri kızdırıp insanlara kindarca davranmanızı gerektirmiyor. Gezi Parkı olaylarına çok değinmek istemiyorum. Bir vesile ile ilgili gitmiş olduğum İstanbul’da yerinde gidip görme fırsatım oldu. Orada sadece masumane eylem yapan insanları tenzih ederek yazıyorum, burada ülke için değil kendi menfaatleri için de bulunanlar vardı. Ülkemizde yapılacak olan Genel Seçimler sürecinde ve sonrasında yapılacak olan eleştirilerin ardından umuyorum yine masum insanlara kindarca davranılmaz.
          Burada “X” parti veya görüşü savunan kişiler, gazeteciler, dernekler olacaktır. Belki de tüm siyasi partilerin kendilerine göre yanlışlarını yazacaklar veya söyleyecekler. Önemli olan kendinize göre hatanız olmasa bile, söylenenlerden ders çıkarmak ve ülkemizi layık olduğu noktaya taşımak göreviniz olmalıdır.
          Çok sevdiğim sporcularım ve sporcular da aynı şekilde hatalarından ders çıkarıp, ilk önce kendilerine daha sonra da ülkemize yararlı çalışmalara imza atmanızı temenni ediyorum. Süratli ve çok yüksek hızla devam eden bu hayatımızda siz gençlere de bizim çok ihtiyacımız var... 
Gün gelecek sizin de miadınız dolacak. Önemli olan akıllarda bıraktıklarınızın milad olması ile her zaman hatırlanmanızdır.” Tahir Soyer         

  

Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer

20/06/2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder