Görsel ve yazılı
basında çıkan haberler, köşe yazıları, birçok kişi tarafından okunuyor. Bazı
haberler de ülkenin büyük çoğunluğunu ilgilendiriyor. Bugün yazmak istediğim
konu ile ilgili daha önceden görsel ve yazılı basında defalarca konu ele
alınmıştır. Ancak haberin önemi sebebiyle bende bir spor adamı olarak bunu
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dört yılda bir yapılan ve bizleri
koltuklarımıza bağlayan geniş kapsamlı bir spor organizasyonu olan olimpiyatlar
bugün başlıyor. Antik olimpiyatların başlangıç tarihi bilinmemesine rağmen bazı
kaynaklar olimpiyatlar tarihinin M.Ö. 14. yüzyıla kadar uzandığını tahmin
etmektedirler.
Atina’da 1896 yılında birincisi
düzenlenen ilk olimpiyatlardan günümüze bugün 30. su düzenlenecek olan olimpiyatlar
1908 ve 1948 yıllarından sonra yine Londra’da düzenleniyor. 204 ülkenin
katılacağı Londra Olimpiyatlarına, 10 000 sporcunun üzerinde katılım olacağı
söyleniyor.
Ergenlik çağımızda bizler hep bu gibi
organizasyonları bekliyor, kendimizce tuttuğumuz ülkeler veya sporcular
oluyordu. İlk başlarda Carl LEWİS, Harry REYNOLDS, Sergey BUBKA gibi daha
sonraları da Michael JOHNSON, Donovan BAİLEY gibi şampiyon rekortmen sporcular
yarışları kazanınca mutluluktan uçuyorduk. Bunun yanında futbol maçlarından
tanıdığımız ve beğendiğimiz futbolcuların (Rummennige, Platini vb.) ülkeleri de
kardeşimle benim, rekabet uğruna tuttuğumuz ülkeler arasında yer alıyordu. Ama
her zaman olimpiyatlar sonunda Amerika Birleşik Devletleri sporcularının bizim
tuttuğumuz takımları geçmesiyle yüzümüz asılıyordu.
Olimpiyatlarda yarışan Kıbrıslı
sporcuyu bırakın Türkiyeli sporcuların bile hep izlediğimiz koşu yarışlarında
olmaması ile içimiz kan ağlıyordu ve düşünüyorduk. “Niye sporcumuz yok” diye. Şimdi
hatırlıyorum ki biz sadece koşuları izliyor diğer branşları izlemiyorduk. Hatta Necmi Belge abimizin araştırıp yazdığı
olimpiyatlardaki ilk Kıbrıslı Türk Fatma Vedat Whitebread’dan bile haberimiz
yoktu.
Şimdilerde ise Meliz Redif kızımızın
elde ettiği başarıyla, onun olimpiyatlardaki yarışını deyim yerindeyse dört
gözle bekliyoruz. Gönlüm arzu ederdi ki Meliz kızımız gibi daha birçok
sporcumuzun Londra Olimpiyatlarında yarışabilmesini izleyelim. Tabii ki sporcu
kızımızın kendi kimliğimiz altında yarışabilmesi ve başarılı olmasını tüm
halkımız gibi bende canı gönülden arzuluyorum. Melizimizi yetiştiren ilk başta
ailesine, hocalarına ve onun yanında olup destek veren herkese teşekkür
ediyorum.
Kıbrıslı Türk sporcularımızın kendi
kimliğimiz altında yarışması için hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Bu
mücadeleye ilk önce ülkemiz içerisinde bireysel olarak kendimize saygıyla,
düzgün ve ahlaklı sporcular yetiştirerek başlamamız gerekiyor. Bunun yanında
ülkemizi yönetenlerin spora ve sporcu yetiştirilmesine bakış açılarını
değiştirmesi ve daha fazla destek verilmesiyle mücadelemiz anlam kazanacaktır. Bizler
bunu bireyler ve ülkeyi yönetenler olarak hep birlikte yaptığımız zaman, sadece
Meliz değil Melizler olduğu anda dikkatleri üzerimize çekip mücadele gücünün
elimizde daha fazla olacağını düşünüyorum…
“Sporun anayasası
sağlığa, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe, arkadaşlığa ve dostluğa dayanan bir
insan topluluğu ekolüdür.”
Saygı ve basketbolla
kalın.
Tahir Soyer
26/07/2012
Tahir Soyer
26/07/2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder