15 Nisan 2015 Çarşamba

Spor ve Sağlık ilişkisi!

          Dün, her yıl mart ayının 14’ünde kutlanan Tıp Bayramı günüydü. Bir spor adamı olarak ben de sizlerle gün ve spor ile alakalı bir yazı paylaşmak istiyorum. Hayata gözlerimizi açtığımız andan başlayarak, sağlığımızın sürdürülmesi veya bozulan sağlığımızın yeniden düzeltilmesi için uğraşan, hastalıklara tanı koyma, tedavi etme ve yaralanmalardan korumaya yönelik çalışmalarda bulunan birçok alt bilim dalından oluşan bilimsel disiplinlerinin şemsiye adı Tıp olarak açıklanıyor.
          14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır. İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. 1929-1937 yılları arasında 12 Mayıs günü Tıp Bayramı olarak kutlandı. Bu tarih, Bursa'daki Yıldırım Darüşşifası'nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarih olarak kabul edildiği için Tıp Bayramı yapıldı. Ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçildi ve yeniden 14 Mart Tıp Bayramı olduğu hepiniz tarafından biliniyor.
          Spor ile sağlık ilişkisini bilmeyen, öğrenmeyen yoktur. Her birey doğumundan başlayarak, kontrol amacıyla, fiziksel veya zihinsel sağlık problemleri sebebiyle doktorlarla tanışıyor, onlar sayesinde vücudunu öğreniyor. Sadece bunlarla kalmayıp, sağlıklı şekilde yaşamanın temel unsurlarından birisinin spor yapmak olduğunu öğreniyor. Spor yapmayan kişiler, hareketsiz kaldıklarından birçok hastalığın da kendilerinde oluşmasında çok büyük etkendir. Hareketsiz bir ortamda çalışıyorsak ve bunun yanında da spor yapmıyorsak, bizleri ömrümüzün sonuna kadar yanımızda taşıyacağımız hastalıklara maruz bırakabiliyor.
          Spor yapmak sağlıklı yaşamak ve bu sağlıklı yaşamımızın bozulmamasını sağlıyor. Spor sayesinde zinde kalıyor, sağlığımızı koruyoruz. Düzenli olmasa da orta düzeyde spor yapan bir insanda yüksek tansiyon, kemik erimesi, diyabet, kalp büyümesi gibi önemli hastalıkların görülmediği veya az görüldüğü doktorlar tarafından yıllarca açıklanıyor. Düzenli ve yeterli şekilde spor yaparak şişmanlamamayı öğreniyoruz. Normal görüntüde kalabiliyor ve fit kalmayı öğrenebiliyoruz.    
          Günümüz koşullarında teknolojinin de artmasıyla hareketsiz kalıyoruz. Elektrik, su, telefon vb. gibi almış olduğumuz hizmetlerimizin ödemelerini birçoğumuz internet üzerinden yapıyor. Bunlar gibi daha birçok örnekleme yapma şansımız vardır ve bunu hepiniz biliyorsunuz. Bazı insanlarda kilo genetik oluyor olsa da, fazla kiloların nedeni hareketsizliktir. Kilo alma eğilimi olan kişilerin, kendilerini salmak, ne yersem yarıyor demek yerine, spor yaparak fazla kilolarıyla savaşmaları sağlıkları için büyük önem arz ediyor. Fazla yemek yeme ile vücuda gereğinden çok enerji vermek, vücudumuzda kalıp kiloya dönüşüyor. Ayrıca az hareket edildiğinde de bu enerji vücudumuzda kalıp yağa dönüşüyor ve kas kütlelerinin azalmasına yol açıyor.
          Çeşitli sağlık problemlerinden dolayı (Hiperaktiflik, obezite, omurilik rahatsızlığı, vb. gibi) doktorlarımız çocuklarımızı spora yönlendiriyor. Spora yönlendirilen çocuğun ailesine hangi spor dalına gitmesi, iyice ısındırılması, esnetme yaptırılması önerisinde de bulunabiliyor doktorlarımız. Doktorlarımız doğrusunu yapıyor, aileleri uyarıyor, ancak tüm spor dallarındaki antrenörlerin birçoğu ısıtma ve esnetme konusunda bilgililer diye düşünüyorum. Kimse sporcusunun sakatlık yaşamasını istemiyor. Biz antrenörler de hata yapıyoruz. Sakatlanan sporcumuza, babadan görme veya kulaktan dolma bilgilerle tedavi sürecini başlatıyoruz. Gerek doktorlarımızın gerekse bizlerin, tıp alanında çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günü olan bu günden başlayarak daha fazla iletişimde olabilir miyiz diye düşünüyorum.
          Sonuç olarak spor ve sağlık ilişkisini hepiniz biliyorsunuz. Bu ilişkiyi bildiğimiz halde yeterince zaman ayırıyor muyuz spora veya sağlıklı olmak için spor yapmaya? Gözlemlediğim kadarıyla sağlıklı kalmak adına bile spora önem vermiyoruz. Sağlıklı kalmak adına bile spora önem vermeyen bir toplumun, amatör veya profesyonel anlamda yapılan spora nasıl önem verecektir diye düşünmeden de kendimi alamıyorum. Tabii ki Devletimizin sağlıklı kalmak için spor yapmasını destekleyeceği halkının, düzgün koşullarda spor yapmasını sağlayacağı tesisleri düzenlemeye ne kadar zaman ve olanak harcayacağını da merakla bekliyorum…                
Spordan yoksun olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa, o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz.” ATATÜRK
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer

14/03/2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder