14 Nisan 2015 Salı

Aidiyet Duygusu

          Üniversite hayatımın ilk yılıydı; Adana havaalanında o zaman futbolcu olan ve Ankara’da tahsil hayatını sürdüren bölgeli bir arkadaşımla karşılaşmıştım. O gün ikimizde o kadar mutlu olmuştuk ki; Adımız anons edilince, pasaport çağrısını bile duymayıp polisle tartışmıştık. Yine yaklaşık 15 yıl önce Karpaz Bölgesinde yaşayan arkadaşlarımla Bafra köyünde deniz sahilinde gece pikniği yapmış, orada sabahlayıp ertesi günü de orada geçirmiştik. Ertesi gün Pazar olduğundan millet denize akın etmişti. Denize gelenler arasında bizim bölgeden gelen arkadaşları görünce de çok mutlu olmuştum. Yabancı bir yerde kendi ülkemizden veya bölgemizden birini bulunca altın bulmuş kadar seviniyoruz. Çünkü ait olduğumuz yeri bize hatırlatıyor. Birçoğumuz bu veya buna benzer olayları yaşamışızdır. Peki nedir bu? Bana göre insanoğlu ne yaparsa yapsın eğer mutlu olursa kendini bir yere veya bir şeye ait olma hissini yaşıyor. Bu bir Aidiyet Duygusudur.
          Çocuklar bizim geleceğimizdir diyoruz. Peki biz büyükler olarak çocuklarımıza her konuda her alanda bir yere veya bir şeye ait olma hissini yaşatıyor muyuz? Geçen Ay tüm çocuklarımızla birlikte 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladık. Yıllarca 23 Nisan’dan önceki günlerde, çocuklarımız Millet Meclisinde, Bakanlar Kurulunda ve benzeri yerlerde temsili olarak bulunuyorlar. Bizde kulüp olarak 23 Nisan öncesinde yaptığımız antrenmanlarda, her grupta bir çocuğumuzu antrenör tayin edip, hazırladığımız antrenman programlarını uygulattık. Onları bu şekilde kulübümüze ve basketbola ait olduklarını hissettirdik. Ülkemizde bulunan spor federasyonları temsili olsa bile geleceğimiz olan çocukları sadece bu günde bile bir araya getirse onların istekleri spor konusunda nedir diye sorsa eminim ki bize yön vereceklerdir. Daha doğrusu yapılması gereken en güzel şey, sporu yönetenlerin belli periyotlarda, kulüp idarecilerini, antrenörlerini ve küçükten büyüğe birer sporcusunu branşlar olarak fikir toplantısı yapmaya davet etmelidir. Gerek yöneticilerin, gerekse antrenörlerin fikirleri belirli dönem aralıklarında alınmalıdır. Fakat işin içerisine yeni girmiş olan çocuk veya gençlerimizin ait olma duygusunu hissetmesi geleceğimiz için çok önemlidir.
          Olumlu bir benlik bilinci geliştirebilmemiz için koşulsuz sevgi içinde yetişmemiz ve yetiştirmemiz gerekir. Çocukların hata yapma haklarını ellerinden almadan, mücadele güçlerini göstermelerine engel olmadan, olumlu çevreyi yaratarak, güven vererek, anlayışlı ve sevgi dolu yaklaşımlarda bulunmalıyız. Bu çevreyi bulamayan bir çocuğumuz, güvensiz olur, karmaşık duygu ve düşüncelerde olur ve çelişkiler içinde bunalır.
Çocuklar niçin sporu bırakıyorlar?
Çocuklar kazanan bir takımda yedekte oturmak yerine, kaybeden takımda oynamayı tercih eder. Neden? Çünkü takımın bir parçası olacaktır. Neden? AİDİYET DUYGUSUNU YAŞAYACAKTIR.
 İnsan doğasının en derin ilkesi, takdir edilmeye duyulan iştahtır.” William James
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer

24/04/2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder