Üniversite hayatımın
ilk yılıydı; Adana havaalanında o zaman futbolcu olan ve Ankara’da tahsil
hayatını sürdüren bölgeli bir arkadaşımla karşılaşmıştım. O gün ikimizde o
kadar mutlu olmuştuk ki; Adımız anons edilince, pasaport çağrısını bile
duymayıp polisle tartışmıştık. Yine yaklaşık 15 yıl önce Karpaz Bölgesinde
yaşayan arkadaşlarımla Bafra köyünde deniz sahilinde gece pikniği yapmış, orada
sabahlayıp ertesi günü de orada geçirmiştik. Ertesi gün Pazar olduğundan millet
denize akın etmişti. Denize gelenler arasında bizim bölgeden gelen arkadaşları
görünce de çok mutlu olmuştum. Yabancı bir yerde kendi ülkemizden veya
bölgemizden birini bulunca altın bulmuş kadar seviniyoruz. Çünkü ait olduğumuz
yeri bize hatırlatıyor. Birçoğumuz bu veya buna benzer olayları yaşamışızdır.
Peki nedir bu? Bana göre insanoğlu ne yaparsa yapsın eğer mutlu olursa kendini
bir yere veya bir şeye ait olma hissini yaşıyor. Bu bir Aidiyet Duygusudur.
Çocuklar bizim geleceğimizdir
diyoruz. Peki biz büyükler olarak çocuklarımıza her konuda her alanda bir yere
veya bir şeye ait olma hissini yaşatıyor muyuz? Geçen Ay tüm çocuklarımızla
birlikte 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladık. Yıllarca 23
Nisan’dan önceki günlerde, çocuklarımız Millet Meclisinde, Bakanlar Kurulunda
ve benzeri yerlerde temsili olarak bulunuyorlar. Bizde kulüp olarak 23 Nisan
öncesinde yaptığımız antrenmanlarda, her grupta bir çocuğumuzu antrenör tayin
edip, hazırladığımız antrenman programlarını uygulattık. Onları bu şekilde
kulübümüze ve basketbola ait olduklarını hissettirdik. Ülkemizde bulunan spor
federasyonları temsili olsa bile geleceğimiz olan çocukları sadece bu günde
bile bir araya getirse onların istekleri spor konusunda nedir diye sorsa eminim
ki bize yön vereceklerdir. Daha doğrusu yapılması gereken en güzel şey, sporu
yönetenlerin belli periyotlarda, kulüp idarecilerini, antrenörlerini ve
küçükten büyüğe birer sporcusunu branşlar olarak fikir toplantısı yapmaya davet
etmelidir. Gerek yöneticilerin, gerekse antrenörlerin fikirleri belirli dönem
aralıklarında alınmalıdır. Fakat işin içerisine yeni girmiş olan çocuk veya
gençlerimizin ait olma duygusunu hissetmesi geleceğimiz için çok önemlidir.
Olumlu bir benlik bilinci
geliştirebilmemiz için koşulsuz sevgi içinde yetişmemiz ve yetiştirmemiz
gerekir. Çocukların hata yapma haklarını ellerinden almadan, mücadele güçlerini
göstermelerine engel olmadan, olumlu çevreyi yaratarak, güven vererek,
anlayışlı ve sevgi dolu yaklaşımlarda bulunmalıyız. Bu çevreyi bulamayan bir
çocuğumuz, güvensiz olur, karmaşık duygu ve düşüncelerde olur ve çelişkiler
içinde bunalır.
Çocuklar niçin sporu
bırakıyorlar?
Çocuklar kazanan bir
takımda yedekte oturmak yerine, kaybeden takımda oynamayı tercih eder. Neden?
Çünkü takımın bir parçası olacaktır. Neden? AİDİYET DUYGUSUNU YAŞAYACAKTIR.
“İnsan doğasının
en derin ilkesi, takdir edilmeye duyulan iştahtır.” William James
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
24/04/2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder