14 Nisan 2015 Salı

Başarıyı yakalamak!

          Henüz daha 8 yaşında olan Bora Altun isimli çocuğumuzu geçenlerde 1999-2000 doğumluların oynadığı Küçükler Liginde kadroya alıp oyuna koydum. 2004 doğumlu olan sporcum fiziksel olarak rakiplerine göre bayağı bir küçük duruyordu. Basketbol Okulumuzda yetiştirdiğimiz Bora, müsabakaların bir oyun olduğunu çok iyi farkında ve kendisinden iki kat fiziksel olarak üstün oyunculardan korkmadan, mücadelesini çok iyi sürdürdü.
          Başarılı olmak için büyük hedefler koymalı insan, diyorlar. Tabii ki başarı herkese göre değişiyor. Zengin, Politikacı, Üst Düzey Yönetici vb gibi olmak istiyor ve bunu yakalayınca da kişiler kendini başarılı kılıyor. Başarılı olmak bir nevi insanın mutluluğu olarak ortaya çıkıyor. Bana göre bir meslekte, sporculukta başarılı olmak için ilk başta hedefleri küçük tutmak gerekiyor. Tıpkı Bora’nın maç içerisinde söylediği gibi “Topu tut, yere vur.” Yapılan bir işte veya başladığınız bir şeyde, ilk önce küçük hedefler koyarak başarılı olmayı hedeflemek, daha sonra da bir şeyleri başardıktan sonra yüksek hedefleri koymak sizi daha ileriye götürüyor.
          Bizler çocuklarımızın sağlığı, mutluluğu, başarısı için hayat kavgamızı sürdürüyoruz. Özellikle onların çocukluktan itibaren üniversiteyi kazanıp okumaları için neyimiz varsa, bulup buluşturup ortaya koyuyoruz. Gerekiyorsa tüm mal varlığımızı çocuğumuzun veya çocuklarımızın okuması için harcıyoruz. Bu olayı o kadar fazla abartıyoruz ki, sadece üniversite eğitimi ile herşeyin hallolabileceğini düşünüyoruz.
          Sanki bizler hiç yağmur altında, çamurda oynamamışız gibi, onlara bu gibi oyunların da var olduğunu göstermiyoruz. Çocuklarımız oyun oynamayı bile artık sanal ortamda oynuyorlar ne yazık ki! Netice olarak çocuklarımızı en verimli çağlarında her şeyden mahrum bırakıp spor yapmasını dahi engelliyor, onları spora yönlendirmemiş oluyoruz. Yönlendiren, yollayan, ön ayak olan aileleri ise kutluyorum.
          Yazımın giriş kısmında Bora’dan bir örnek vererek yazıma başladım. Bora ve diğer çocuklarımızın ilk günlerden günümüze kadar sadece sportif olarak değil, her anlamda ne kadar geliştiklerini, tüm antrenörler aileleri kadar görüyorlar. Eğer çocuklar gittikleri spor dalını sevip sevdirilebiliyorlarsa, yaşı hiç farketmez kendi kendine hedef koyuyor. Koymuş olduğu bu küçük hedefleri başarmanın verdiği güvenle de, daha büyük hedefler koymayı öğreniyor ve tıpkı bizlerin onları okutmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyduğumuz gibi, başarıyı yakalamak için herşeyini ortaya koyuyor.
          Sporu, ülke olarak genelde araç olarak kullanıyoruz. Devlet, spor yöneticileri, antrenörler, aileler ve sporcular olarak sporu, araç olmaktan çıkarıp amaç yapabilirsek çok daha büyük sporcular yetiştireceğimize inanıyorum. Ancak sporu araç veya amaç olarak kullansak dahi, eğitime her zaman ihtiyacımız vardır. Sonuç olarak bizler çocuklarımızı ilk önce çok iyi tanımaya çalışalım. Ona uzaktan bakarak değil, onunla her konuda konuşmayı başaralım. Sevdiği veya yapmak istediği her neyse kendi düşüncelerimize uymuyorsa dahi, dünyanın kabul ettiği bir şeyse, yine onun yapmak istediği şey için yapalım...
  “Büyük başarılar ve mutluluğumuz için ilk başta hedeflerimizi küçük koyalım.” Tahir Soyer
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer

11/04/2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder