Hepimiz mutlaka bu
yaşımıza kadar televizyonda veya sinemada birçok film izlemiş bulunuyoruz.
İzlediğimiz filmler içerisinden bir veya birkaçı bizi etkisi altına alabiliyor.
Birçoğunuz gibi beni de etkileyen ve defalarca izlediğim “Titanic” filmi oldu.
Geçenlerde ise belki de birçoğunuzun izlemediği, bilmediği, ama beni etkileyen
ve duygulanmama neden olan “Buz Prensesi” isimli filmi izledim.
Olimpiyatları seyrediyorken bir ara
vererek bu filmi izlemeye başladım. Film duygusal bir film değildi. Film derslerinde
çok başarılı, sürekli A alan ve en büyük yeteneği fizik olan bir kız öğrenciyi
anlatıyordu. Annesi ile yıllarca Harward Üniversitesi'ni hayal ediyorlardı.
Fizik öğretmeni bir gün kızdan üniversite bursu için bir proje hazırlamasını
istiyor . Kız da buz patenindeki hareketlerin bir tür aerodinamik formülü
olduğunu düşünerek bu işe girişiyor. Burs komitesini etkileyebilmek için
kendini de göstermesi gerekiyor ve bir film çekiyor. Bu film çekimi sırasında
buz patenine karşı yeteneği olduğunu farkediyor. Daha sonra Harward
Üniversitesi'ne girebilecekken 'bu benim hayalim değil'' diyor ve o bir buz
prensesi oluyor.
Filmin kısa özetinden de anlaşılacağı
üzere kız çok kolay bir şekilde burslu olarak dünyanın en kariyerli
üniversitesine girebilecekken “bu benim hayalim değil” diyerek girmiyor ve
hayalinin peşine düşerek en sevdiği, en çok yapmak istediği şeyi yapıyor.
“İster çok küçük yaşlarda veya 90
yaşlarında ihtiyar olalım, hepimizin yapmak istediği hayallerimiz mutlaka
oluyor” diye her zaman sporcularıma söylediğim bir sözüm vardır. Bu sözümü de
“Kurmuş olduğunuz hayallerinizin peşinden gitmek istiyorsanız, yapmak isterim
değil yapacağım demelisiniz” diye de başka bir sözle destekliyorum.
İzlediğim bu filmden sonra, 2012
Londra Olimpiyatlarının daha sonraki yarışlarında, sporcuların ilk başlarda
belki de başka hayallerinin olduğunu, fakat sporla tanıştıktan, yapmaya
başladıktan ve kendi yeteneklerini farkına vardıktan sonra, eğitim aldığı o
spor dalı için ben “bunu yapacağım” diyerek bunu herşeyden fazla istediklerini düşünerek
izlemeye başladım.
Michael Phelps:
2008 Pekin ve 2012 Londra Olimpiyatlarında adını en çok duyduğumuz sporcuların
başında yer alıyor. 5 yaşında hiperaktiflik tedavisine yardımcı olması amacıyla
başladığı yüzme, onu genç yaşta tüm dünyanın alkışladığı bir olimpiyat
şampiyonu yaptı. 15 yaşından sonra 2008 yılına kadar 8 yıl boyunca sadece 5 gün
havuzdan dışarıda kalıyor. Geriye kalan hergünü havuzda geçiyor.
Ruta
Meilutyte: 2012 Londra Olimpiyatlarında Kadınlar
100 metre kurbağalamada altın madalya kazandı. Bunun doğal olduğunu düşünüyorsunuz ama o henüz 1997 doğumlu 15
yaşında bir genç kız.
Oscar
Pistorius: 2012 Londra Olimpiyatlarına katılan ilk
engelli sporcudur. 1986 yılında iki fibula kemiğinden yoksun doğan bu sporcu,
2004 Atina Paralimpik Oyunlarında 200 metrede altın 100 metrede ise bronz
madalya kazandı. Bacaklarında bulunan karbon fiber özel ekipmanlarla koşan
Pistorius, atletizm dünyasında yavaş yavaş adından söz ettirmeye başlıyordu.
Fakat Uluslararası Atletizm Federasyonu IAAF’in “Avantaj sağlayan herhangi bir
ekipmana sahip bir sporcu Olimpiyat Oyunlarında yarışamaz” şeklinde uygulamaya
koyduğu kural, Pistorius’un hayallerini sona erdiriyordu.
Hayatınızı yönlenirecek hayallerinizi
yapmak için ilk önce düşüncelerinize ne kadar güvendiğinizi, bunu ne kadar çok
istediğinizi kendinize sormanız gerekiyor. Yani bu hayaliniz için “herşeyden
çok istiyorum, bunu hissediyorum ve onun uğruna başka şeylerden vazgeçebilirim”
diyor musunuz?
Bir şeyi çok isteyen, gemileri
yakmalı ve geriye dönmemek için kendine söz vermeli, hatta geriye dönüşü
imkansız kılması gerekiyor. Kendinizden bir şeyler vermeden, bazı ideallere kavuşamıyorsunuz.
Buralara varmak sadece sizin elinizde ve sadece sizin içinizde saklı oluyor.
Arkanızda dayılarınız ve amcalarınız siyasi veya başka şeylerle olmuyor. Karar
sizlerin…
“Gök yüzündeki yıldızların hepsini
isteyemezsin.(İstesen bile elde
etmen zaten imkansız.)”
etmen zaten imkansız.)”
Saygı ve basketbolla
kalın.
Tahir Soyer
08/08/2012
Tahir Soyer
08/08/2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder