“Spora sportif değerlerle
yaklaşan ve esas amacının toplumsal fayda ve hizmet olduğunu bilen çok az
insanımız kaldı.” Bu sözler sevgili hocamız Doç.Dr. Nazım Serkan
Burgul'un 05/12/2010 yılında benimle ilgili bir yazısındaki yorumuydu.
Nazım hocanın yazdıkları hep
aklımda. 24 yıl önce tanıştığım ve hastası olduğum basketbol oyununu ülkemdeki
gençlere nasıl aktarıp sevmelerini sağlamam gerektiği, onları uyuşturucunun ve
alkol bağımlılığının arttığı ortamlardan nasıl kurtarabilir, sporu yaşam
tarzları haline getirebiliriz düşünceleri ile Kubilay Hoca'nın kapısını çalmaya
karar verdik. Soğuk havanın etkisini bayağı hissettirdiği bir kış gününde iki
arkadaşımla Girne'ye doğru yola çıktık. Girne’ye vardığımızda mütevazi, sıcak
ve mutlu bir yaşamın izlerini taşıyan bir apartman dairesinde bulduk kendimizi.
82 yaşına basmış, anılarıyla ve yazdığı şiirlerle ve yaşıtlarından çok daha
dinç, sağlıklı görünen saygıdeğer hocamızın yaşadıklarını dinledikçe içimiz
ısındı, bize verdiği enerjiyle günlük yaşamdan sıyrılıp adeta zaman tünelinde
hocanın anıları içinde seyahate başladık. Kimdi bu saygıdeğer hocamız ve
bizlere neler anlatmıştı sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyoruz. KUBİLAY
RAUF BELİĞ (GOP).
Kubilay Rauf Beliğ
14/01/1930 yılında Poli’de doğan Kıbrıs Türkünün yetiştirdiği ilk beden eğitimi
öğretmeni. Saygıdeğer hocamızı sadece bununla anamayız, biyografisi başarılarla
ve ilklerle dolu olan bir Kıbrıslı Türk. Kıbrıs Türkünün ilk yüksek lisans ve
doktora yapan, daha lise çağlarındayken okulunda Tarih öğretmeninin etkisiyle
ülkemizde ilk kez 19 Mayıs etkinliklerini düzenleyen ismi. Yüksek öğrenimini
yurt dışında tamamlayıp Ada'ya öğretmen olarak döndüğü tarihlerde 1954 yılının
19 Mayıs kutlamalarını Taksim sahasında 800 erkek ve 600 kız öğrenci ile tam
anlamıyla yapan baş organizatördür. Amerika’da Tenesse Üniversitesinde öğretim
görevliliği yapan bu alanda ki ilk isimdir. Ayrıca Marmara Üniversitesi'nin
spor bölümünün kurulmasında görev alan ve orada 7 yıl öğretim görevlisi olarak
çalışan bir Kıbrıslı Türk kendisi.
Zeki ve başarılı olan bu
spor adamımıza neden beden eğitimi öğretmeni oldunuz? Şeklindeki sorumuza
cevabı ise: Kıbrıs Türk Lisesinde okurken tarih öğretmeni Yavuz Konnolu’nun
sınıfta ders sırasında yakında 23 Nisan Çocuk Bayramı olduğunu ve bunu
kutlamadıkları ve bu konuda, öğrencilerine ne düşündüklerini sorması onu
ateşledi. Aynı zamanda iyi bir sporcu olması onun bu eğitimi almasına neden
oldu. Ailesinin başlangıçtaki tüm itirazlarına ve oğullarının doktor olmasını
beklemelerine rağmen.
Saygıdeğer hocamız 1954
yılında Ankara Gazi Eğitim Enistütüsünü bitirip adamıza gelip Lefkoşa Türk
Lisesinde öğretmenliğe başlamış. 10 yıl kadar burada öğretmenlik yapmış. 1963
yılında Amerika’nın Tenesse üniversitesine burs kazanarak öğretmenlik
görevinden izin alıp bu üniversitede yüksek lisans eğitimi almaya başlar.
İzinli olarak gitmesine rağmen Maarif dairesinden işinden durdurulduğuna dair
yazı alır ve Kıbrıs’ta ki öğretmenliği sona erer. Bunu Tenesse Üniversitesinin
dekanı ile paylaştığı zaman başarılı bir öğrenci olduğundan ona asistanlık
görevi verilir. Daha sonraları ise bu okulda öğretim görevliliği yapar ve
doktorasını da tamamlamış olur. 1967 yılında ailesini ziyaret etmek için ülkeye
gelirken Türkiye’de o zamanın Beden Terbiye Müdürü olan arkadaşı Talat Akgül’ü
ziyarete ettiğinde kendisine Marmara Üniversitesinin spor bölümünün
kurulmasında görev alması ve öğretim görevlisi olarak çalışması teklifi
yapılır. Savaştan çıkmış olan Kıbrıs’ın göç vermemesi için Türkiye ile Kıbrıs
arasında yapılan antlaşma gereği Kıbrıslılar Türkiye’de çalışamazdı. Bunun
üzerine rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’a ulaşılır.
Denktaş’da Türkiye’ye ziyareti sırasında onun özel bir izinle burada çalışabileceğini
söylemesi üzerine Marmara Üniversitesi spor bölümünün kurulmasında görev almış
ve orada 1973 yılına kadar görev almış, ardından 17 yıl Avusturalya’da yaşamış
sonra da Adamıza geri dönmüştür.
Hayatı başarılarla dolu olan
saygıdeğer hocamızın katkıları, çalışmaları bir köşe yazısında anlatmakla
bitmez. Bu insanlarımızın ülke sporuna verdiklerini bizler köprü görerek
gençlerimize aktarmamız gerekir. Bu değerli insanlarımız yaşarken kıymetini
bilip, bilgi birikimlerinden yararlanmalıyız. Ben basketbolla ilgili kısmını
hazırlamakta olduğum “Kıbrıs’ta Basketbol Tarihi” isimli kitabımda anlatacağım.
Dileyenler Kubilay Hoca'dan beden eğitimi ve spor konullarında her türlü
bilgiye ulaşabilir.
Kubilay hocamızla 3 saate
yakın sohbet ettik. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık . 3 saat değil 3 gün
dinlesek yine de sıkılmazdık. Saygıdeğer hocamız konuşurken o günleri yaşıyor
gibiydi, bize anlattıklarından heyecanını, mutluluğunu ve hüznünü gayet iyi bir
şekilde hissediyorduk. Sadece bilgi değil bizimle hayatından keyifli anı ve
anekdotları da paylaştı. 1960 yılında Amerika basketbol milli takımı
oyuncularının da bulunduğu Philedelphia takımı Kıbrıs’a gelmiştir. O zamanlar
2.04 metrelik oyuncuları bile barındırdığını söyleyen Kubilay Hocamız,
Phildephia takımının Rum takımı ile maç yapıp farklı kazandığını anlatıyor.
Konsolosluk aracılığıyla Türk takımı ile de maç yapmak istediklerini söyleseler
de, Kubilay Hocamız çocukların manevi yönden çöküntüye uğramamaları için
Phildelphia takımının oyuncularına seminer vermesini istemiş ve bu
gerçekleşmiş. Yine 25 yıllık uzun atlama rekorunu 8,13 metre ile elinde
bulunduran Jesse Owens’in rekorunu kıran Ralph Boston’da Kıbrıs’tan geçmiştir.
Ralph Boston Kıbrıs’a geldiğinde methini duyduğu Kubilay Hoca ile tanışmış.
Hatta Rolph Boston Kubilay hocanın ayakkabılarını beğenmiş ve kimin yaptığını
sormuş. Ayakkabıcı Ali ustanın yaptığını söyleyip onu oraya götürmüştür. Ali
usta bu vesileyle uzun atlama rekorunu 8 cm geliştirerek 8.21 metre ile rekor
kıran Ralph Boston’un ayakkabılarını yapmıştır. Daha sonra da Ralph Boston
Kubilay Hocamıza 50 dolar daha göndermiş ve Ali ustanın 2 çift ayakkabı daha
yapmasını ve kendisine göndermesini istemiş . Ralph Boston’un rekor kırdığı
yarışı ise Kubilay Hocamız eski rekortmen Jesse Owens ile birlikte izlemiş.
Kubilay Hocamız heyecanlı ve
mutlu bir şekilde anlattığı olaylar kadar hüzünlenip gözlerinin dolduğu anları
da bizlerle paylaştı. “Ömrümün sonuna kadar unutamayacağım ve içimde bir uhde
olarak kalacak” dediği olayları bile paylaştı. 1954 yılında kendi tasarladığı
ve “Akrep” adını verdiği bir jimnastik hareketi uygulattırdı ve onu fotoğrafla
belgelemesine rağmen uluslararası platforumlarda gösteremedi. Daha sonra buna
benzer bir hareketi Olga Korbut Münih Olimpiyatında yapmış ve belgelemiş. Bu hareket
ve kendine has diğer hareketler Kubilay Hoca'nın keşfinden sonra
olimpiyatlardan sonra literatürde “Korbut salto” ve “Korbut flip” olarak yer
almış.
Spora sportif değerlerle
yaklaşan ve esas amacının toplumsal fayda ve hizmet olduğunu bilen böylesine
bilgili, çalışkan, mesleğine değer verip dört elle sarılan çok sayıdaki
hocalarımızdan biri Kubilay Rauf Beliğ. Spor ve jimnastik aşkı o kadar içine
işlemiş ki , TV sehpasının kapaklarına, mobilyalarına bile ahşap oyma olarak 19
Mayıs hareketlerini yaptırmış.
Kubilay hocamız ve onun gibi
hocalarımızı tanıdıkça, Raif Ortunç hocamızın dediği gibi “ÇILGIN ADAM” olmaya
devam edeceğim.
İNSAN DOĞASININ EN DERİN
İLKESİ TAKDİR EDİLMEYE DUYULAN İŞTAHTIR. (William James)
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
06/02/2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder