Bir kişiyi olduğu gibi,
yargılamadan kabul etmenin saygının bir gerekliliği olduğundan, görülerimi bu
yönde yazmaya çalışacağım. Hayatımızda hepimiz zamanlar içerisinde saygısızlığa
maruz kalabiliyor, kişilere veya olaylara yapılan saygısızlığı
gözlemleyebiliyoruz. Bizler de istemeden olsa dahi
birilerine saygısızca davranmış olabiliyoruz. Önemli olan yaptığımızın doğru
olmadığını farkında olup özür dilemesini ve bir daha ayni davranışta
bulunmamayı başarabilmektir.
Türk Dil Kurumu saygıyı, değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı
dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram,
başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu olarak açıklıyor. Saygı, aslında
çok anlam ifade eden, tarifi de çok kolay yapılan bir kelime değildir. Çoğu
zaman saygı bir tabu olarak karşımıza çıksa da,
kişilere göre saygı farklılık gösterebiliyor. Saygı, ikili ilişkiler,
aile içi, toplum ve milletin yaşamını da çok önemli ölçüde belirlediği için bir
kültürdür. İş yaşamımızda, yemek yemede, giyim tarzımızda vb. gibi birçok olayı
saygı düzenliyor. Bunları da göz önüne aldığımızda saygının bir ahlak olduğu
ortaya çıkıyor. Ben saygı ile ilgili açıklamaları uzmanlara bırakıp, dilimin
döndüğü kadar spordaki saygı ve ahlak ile ilgili konu üzerinde bir şeyler
yazmak istiyorum.
Geçenlerde bir maç esnasında, rakip
takımdan bir kızımın serbest atış çizgisinde şut atmadan önce topu atar gibi
yapıp, oyuncuların ribaunda girmek için hareketlenmelerini bekleyip topu
tekrardan tutup yere vurması hiç de saygı ve ahlaki yönden olumlu olmadı.
Bunların da ötesinde oyunculara ve tribüne bakıp gülmesini de hiç saygılı
bulmadım. Değişik zamanlarda bu ve bunun gibi olaylarla karşılaşabiliyoruz. Maç
esnasında serbest atış çizgisinde olan oyuncunun atışı sırasında konuşan
oyuncular, oyuncunun ayağına basmalar, şortunu veya formasını çekmeler, hızlı
hücum şansını ikiye sıfır yakalayan oyuncuların yaptığı hareketler de hiç saygılı
ve ahlaki görünmediğini söylemek istiyorum. Bunu bazı zamanlarda bizim
oyuncularımız da yapmaya kalkışınca gerekli uyarıyı alıyorlar.
Çarşamba gecesi oynadığımız bir maç
sonrasında kendi ailelerimizden birinin “Hocam disiplin sorunu var gibi
görünüyor.” demesi beni çok üzdü. Devre arası zaten bu disiplin üzerine konuşup
oyuncuları uyarmamdan sonra bunu duymuş olmam, yaranın üzerine tuz basar misali
oldu. Aslında bu olay rakibe saygısızlık, onu küçük düşürücü hareketler değildi
ve böyle bir konuyu kendi oyuncularımla ilgili çoktan aştığımızı düşünüyorum.
Sadece kendilerine saygı konusunda biraz daha eğitilmeye ihtiyaçları var ve bu
konuda üzerimize düşenleri yapıyoruz.
Spor, bir amaç uğruna çalışan sporcular
arasında çok kuvvetli bir bağın gelişmesine yardımcı oluyor ve kişinin tüm
yaşamı boyunca bu şekilde davranmasına vesile olabiliyor. Küçük düşürücü,
kıskançlık, gevşeklik, kaba davranışlarla spor asla örtüşmüyor. Takım
içerisinde veya rakip takımla oynanan müsabakalarda, insanca ve efendice
ilişkileri koruyup saygılı olmamız gerekiyor. Maç günü kim ne kadar iyi oynarsa
oynasın sonuçta yenilmişsek, takım olarak “Biz” yenildik diyerek kendi takım
arkadaşımızı suçlamamamız, aksine üzüntüyü birlikte paylaşmamız gerekiyor. Maçı
kazandığımız zaman da herkesin yaptıkları güzelliklerden bahsetmek, kendi
yaptıklarımızın önünde olmalıdır diye düşünüyorum. Bırakın sizi başkası övsün.
Saygı görmek için
saygıya değer bir kişilik olmamız gerekiyor. Saygıya değer olmak için de önce
kendimize saygılı olmalıyız. Eğer kendimize saygılı davranmıyorsak, başkalarının
bize saygılı davranmasını ne kadar daha zaman bekleyebilirsiniz diye kendinize
sormanızı öneriyorum. Kendi içimizde değişmek için uğraşarak, mücadele ederek, daha
iyi ve başkalarına örnek olmak, kendi kusurlarımızı bertaraf etmek ve
güçsüzlüğümüzü yenmek için ilk önce kendimizi eğitmeliyiz. Kendi iç huzurumuzu,
saygımızı sağladıktan sonra, bize takdir edilmeyi ve saygı duyulmayı
sağlayabiliriz. Başkalarının saygısı talep edilmez, ancak hak edilir…
“Sporcularımıza
teknik-taktik-kondisyon gibi öğeleri yüklemeden önce, ahlaki ve psikolojik
öğeleri yüklememiz gerekiyor.” Tahir Soyer
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
25/04/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder