Pazartesi
gecesi bölük pörçük uyudum hep. Yarım saat uyuyup sonra uyanıp kalktım. Bir
saat oturup tekrar yatıp ayni şekilde uyuyup uyandım. Sabaha kadar gecem bu
şekilde geçti. Sebebi neydi tam olarak bilmiyorum ama, sanırım birçok nedenden
ötürü kafamı toparlayamayıp uyuyamadım. En büyük nedenlerinden birinin de
yurtdışına gidecek olmam olduğunu tahmin ediyorum. Elbette temelli değil sadece
tatil amaçlı yurtdışında olacağım için heyecandan olması gerek. Tatili de
dramatize edip sizlerle paylaşmayı düşünmüyorum tabiiki.
Aslında alışkanlıklarımızın ötesinde,
hayatımızın o rutin çizgisinden olabildiğince uzaklaşmak herkese iyi geliyor.
Gezmek, eğlenmek, dinlenmek, başka bir ülkenin kültürünü öğrenmeye çalışmak vb gibi
herkesin bir tatil anlayışı oluyor. Kimilerimiz uyku, deniz, havuz, bar, disko,
kültür gezileri vb bir tatil anlayışına sahiptir. Ben ise gideceğim ülkenin
basketbol kültürünü öğrenmeye çalışacağım için, bu tatilin beni çok mutlu
edeceğini düşünüyorum. Bir diğer mutluluğu ise yıllardır yoğun bir tempoda
çalıştıktan sonra, bana göre uzun bir süre olan 15 günlük bir psikolojik
dinlenme fırsatı bulmuş olmamdır.
Bildiğiniz üzere sporda, hazırlık,
müsabaka ve geçiş dönemi olarak kabaca üç tane antrenman periyotlaması
bulunuyor. Geçiş dönemini tatil olarak algılayabiliyoruz. Bu sürenin
profesyonel olarak yapılan sporlarda bir ay’ı geçmemesi öneriliyor. Geçiş
döneminde amaç; sporcuların fiziksel ve zihinsel olarak yeniden toparlanması,
sakatlığı bulunuyorsa tedavisi ve elde etmiş olduğu sporsal becerileri muhafaza
etmesi olarak açıklanıyor.
Geçiş dönemi de iki bölümden
oluşuyor. Birinci bölümde, sporcu kendi iradesiyle istediği biçimde hafif
çalışma yapıp bir sezonun yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışıyor. Bu çalışmada
da genel alıştırmaların yapılması öneriliyor.
İkinci bölümde ise aktif dinlenme
öneriliyor. Bu bölümde bireysel alıştırmalar büyük önem kazandığından,
kesinlikle özel karakter taşıyan alıştırmaların uygulanmaması gerekiyor.
Sporcular bu dönemde yapacağı antrenmanlarda psikolojik gerilimlerden arınmalı
ve fiziksel gücünü belli bir düzeyde tutabilmelidir. Yüklemeler bu bölümde
belli bir düzeyde tutulup gücümüzü kaybetmemeliyiz. Bunun aksini yaparsak esas
hazırlık döneminde bu gücü tekrar kazanmak oldukça zor olacaktır diye
düşünüyorum.
Geçiş döneminde, küçük oyunlar ve psikolojik
gerilimi çözücü çalışmalar, başka spor çeşitleri, bireysel alıştırmalar,
haftada 1-2 defa topla teknik çalışmalar, zihnimizi hafifletecek kitap,
tiyatro, sinema gibi etkinliklerde bulunmak bizleri hazırlık ve müsabaka
dönemlerinde daha başarılı kılacaktır.
Tatil her bir bireyin ihtiyacı olduğu
kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Gözlemlediğim ve beni üzen
öğrenci sporcuların tatil kelimesinin anlamını farklı algılamaları oluyor.
Öğrenci sporcular özellikle okul kapandıktan sonra gece ile gündüzü
karıştırıyorlar. Geceleri gündüz gibi yaşayıp, gündüzleri ise gece olarak
yaşıyorlar. Sabahlara kadar internet başında oturup, gündüz öğlen veya akşam
üzeri uyanıyorlar. Uyku her insanın ihtiyacıdır ve kaliteli yeterli zaman
uyuyarak geçirmemiz sağlığımız için gereklidir. Ancak sabaha kadar oturup sonra
uyumak bize herhangi bir kazanımı bırakın fayda bile sağlamıyor.
Sonuç olarak iyi bir sporcunun uyku,
beslenme gibi alışkanlıkları kazanması şarttır. Sizler de lafta sporcu olmak
istemiyorsanız uykunuza ve beslenmenize dikkat ediniz. Tatili dramatize
etmeyelim dedim ama maalesef bu gibi durumları gördüğüm sporcularım için durum
gerçekten dramatiktir. Tatil döneminde kaybedeceğiniz uyku alışkanlığını
yeniden kazanmak yine sizin için zor olacaktır. Beslenmenize dikkat etmeyerek
aldığınız yağları antrenman döneminde veririm düşüncesine sahipseniz, sizden
daha fit olarak antrenmanlara başlayan arkadaşınızın sizden daha avantajlı
durumda olduğunu unutmayınız.
“Sporcular tatil olgusunu fazla
abartmadan, fiziksel ve zihinsel olarak yarışma dönemine hazır olmalıdırlar.” Tahir Soyer
Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
29/08/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder