15 Nisan 2015 Çarşamba

Teknoloji ve sosyal paylaşım sitelerinin spor üzerindeki etkileri!

          Teknoloji ve sosyal paylaşım sitelerinin bizi ne kadar olumsuz yönde etkilediği ile ilgili bazı gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçmiş aylarda bir toplantı öncesi arkadaşımla yemek yiyorduk. Hemen yan tarafımızdaki masada genç bir çift oturuyordu. Onlarda yemeklerini yiyordu. Yemeğimiz bittikten sonra gelen kahvelerimizi yudumlamaya başladığımızda, yan tarafta oturan genç çiftin her ikisinin de elinde telefonları ile bir şeyler yaptığını fark ettim. Bu olay bayağı bir sürdü. Dikkatimi onlardan alamıyordum. İkisinin de parmaklarındaki yüzüklerden evli olduklarını da anlamış bulunuyordum. Teknoloji ve sosyal paylaşım siteleri veya ne olursa olsun böyle bir ortamda da mı hayatımızda diyerek bu soruyu kendime sormaya başladım.

          Hep bu konuyu yazmak istiyordum. Yazma zamanım gelene kadar da gözlemlerime devam ettim. Antrenman çıkışı Genç Bayan Basketbolcularımı evlerine bırakıyorken, motosiklette muhtemelen babası veya bir akrabasının arkasında yolcu olarak bulunan genç kızımızın elinde telefonla bir şeyler yaptığını da gözlemledim.

          Bu yazdıklarımla bitmiyor tabiî ki; antrenmanlarda çalışma bölümleri arasında verdiğim su molalarından hemen sonra, özellikle genç oyuncular derhal telefonlarına sarılıyorlar. Ya mesaj atmaya ya da sosyal paylaşım sitelerindeki hesaplarına girip, duvarlarına veya mesajlarına bakıyorlar.

          Teknoloji hayatımıza o kadar çok girdi ki, bizler de bu olaylardan bahsederken kendimizin de bunu yaptığını unutmuyoruz. Teknolojinin gelişmesi iletişim, paylaşım, haber alma-verme vb. gibi olayları hayatımızda kolaylaştırıyor. Ancak bizleri ne kadar samimiyetten, karşımızdakine verdiğimiz değerden, insan ve aile ilişkilerinden, yaptığımız iş ne olursa olsun ona motive olamama gibi olaylardan uzaklaştırdığını düşünmek zorundayız.

          Geçenlerde bir arkadaşımın anlattığı olay da tam bunun üzerine tuz biber gibi geldi. Arkadaşım kız arkadaşıyla güzel bir gece geçirmek için buluştuğunu, gecenin güzel başladığını, birkaç saat sonrasında kız arkadaşının işiyle ilgili maillere bakması gerektiğini bildiği için “bakabilirsin” dediğini, ancak kız arkadaşı mailden hemen sonra facebook-twitter hesaplarına da baktığını ve bu olayın 15-20 dk sürdüğünü anlatması olayın ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Kızın arkadaşıma karşı sevgisinin olduğu biliniyor, fakat durum böyle bir ortamda, bu kadar da ortaya çıkıyorsa kendimize biraz bakmamız gerekiyor.

          Teknoloji, hayatımıza çok kok kolaylıklar sağlıyor. Eskisi gibi bizler seminerlerde kağıt-kalem kullanmıyor, kaliteli cep telefonlarımızla, kameralarımızla veya tabletlerle seminerdeki hareketleri çekmek için kolaylık sağlıyor. Fakat bize kolaylık sağlayan bu veya buna benzer teknoloji harikaları, bizleri araştırmaktan, taktik tahtasını elimize alıp çalışma drillerini veya setleri çizmekten uzaklaştırıp tembellik yapmamızı sağlıyor.

          Teknoloji, özellikle hayatımıza o kadar çok girdi ki, eskiden bizlerin mahalle, köy veya bisikletlerimize binip başka köylerdeki arkadaşlarımızla buluşmaya gidiyorduk. Boş arazilerde kurduğumuz taştan, tenekeden kalelerde gönül vermiş olduğumuz takımları oluşturup orada oynayan sevdiğimiz sporcular olup futbol maçları oynuyorduk. Yaz aylarında, yine bisikletlerimize binip arkadaşlarla hep birlikte denize gidiyorduk. Üniversite çağımız geldiği zaman da tüm bunları yapıyorken, birçoğumuz o zaman ki adıyla ÖSS ve ÖYS’yi kazanıyorduk.

          Spor, bizim okumamıza engel değil. Teknolojinin gelişmesi, sosyal paylaşım sitelerinin cazibesi de okumamıza engel değil. Hatta teknolojinin eğer doğru kullanırsak bizlere yararı daha fazla oluyor. Hızla gelişen gelenek, görenek ve kültürümüzün de okumamıza engel olmadığı biliniyor. Ancak bunları fazlasıyla yapmak, spor yapanların tam anlamıyla spora odaklanamamasını sağlıyorken, spor yapmayanların ise fiziksel ve psikolojik hastalıkların yanında, kötü alışkanlıklara ve kötü arkadaşlıklarla tanışması kaçınılmaz oluyor. 

Bize hakim olan, sadece kendimizin sahip çıktığı, bizim karar verdiğimiz hedeflerdir.” Muhammet Bozdağ



Saygı ve basketbolla kalın.
Tahir Soyer
21/02/2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder